Sığır Irkları Nelerdir? Kızgınlık Nedir? Kızgınlık Nasıl Anlaşılır? Tohumlama Ne Zaman Yapılır? Damız Düve Seçimi Nasıl Yapılır? Damızlık Boğa Seçimi Nasıl Olur? SÜT İNEKLERİNİN BAKIMI ve BESLENMESİ NASIL YAPILIR? KURUYA NASIL GEÇİLİR? İNEKLER İÇİN ÖRNEK YEM RASYONLARI NASIL OLMALI? SÜT İNEKLERİNDE SAĞIM ve SAĞIM TEKNİKLERİ NELERDİR? NASIL YÜKSEK KALİTELİ SÜT ÜRETEBİLİRİZ? KALİTELİ ve SAĞLIKLI SÜT NASIL ÜRETİLİR ?
BASLICA YERLİ SIĞIR IRKLARIMIZ;
YERLİ KARA
Adı gibi kendi de karadır. Orta Anadolu’ya yayılmıstır. Alçak boylu ama bedeni uzun yapılıdır. Boynuzları kısa, öne doğrudur. Ufak, kara tırnaklıdır. Memeleri ve meme basları ufaktır. Memeler tüyle örtülü olabilir. Et verimi düsük, süt verimi azdır. İyi besi tutmaz. Son derece dayanıklıdır.
DOĞU ANADOLU KIRMIZISI
Yasadığı bölgeden ve renginden dolayı bu adı almıs: Doğu Anadolu’da yaygındır. Rengi açık kırmızıdan kestane rengine kadar değisir. Boynuzları kısa, öne doğrudur. Bedeni ve göğsü dar yapılıdır. Doğu Anadolu’nun sert iklimine uymus bir hayvandır. Geç gelisen bir ırktır. Yediğimiz etler çoğunlukla bu hayvanın etleridir. Ufak yapılıdır fakat iyi besi tutar.
BOZ IRK
Daha çok Ege ve Marmara bölgelerinde yaygındır. Açık renklidir. Gümüs rengi denilebilir. Bazıları koyu kül rengine doğru koyulasmıstır. Boğaları koyu renklidir, gözlerinin etrafında siyah bir halka vardır. Oldukça iri yapılıdırlar. Meme, boynuz uçları ve tırnakları koyu renklidir. Boynuzları öne doğrudur. En önemli özelliği, sağlam vücut yapısı ve iyi besi tutmasıdır.
GÜNEY ANADOLU KIRMIZISI
Güney Anadolu’da yaygındır. Açık sarı ile koyu kırmızı arasında renkler tasır. Tarçın rengi olanlar çoktur. Yüksek boylu, uzun bacaklıdır. Eni boyu birbirine denk olduğundan kare seklinde bir görüntü verir. Kısa vücudu nedeniyle sallantılı bir yürüyüsü vardır Sıcak ortama adapte olmustur. Erken gelisen bir hayvandır. Yüksek süt verimi ile tanınır. Sağım yapılırken buzağısının yanında bulunmasını ister. İlk buzağısını 3 yasında verir. Sağım süresi 210 gün kadardır. İyi bakım sartlarında sahiplerini memnun eden yüksek süt verimlerine ulasır.
ÜLKEMİZDE YETİSTİRİLEN BASLICA KÜLTÜR IRKLARI:
Avrupa’nın çesitli yörelerinde özel olarak yetistirilen hayvanlardır. Türkiye’ye bu ülkelerden getirilmislerdir.
HOLSTAYN
Marmara ve Ege bölgelerinde yoğun olarak yetistirilmektedir. Zamanla Akdeniz bölgesinde de yaygınlastı. Çok kolay tanınabilir. Çünkü bedeni siyah ve beyaz parçaların birlesmesiyle renklenir. Gayet iri yapılıdırlar. Amerika’dan getirilenlerin süt yönü üstündür. Hollanda’dan getirilenlerin et yönü üstündür. Memeleri büyük ve yumusaktır. Serin iklimi olan yerlerde bu hayvanlar daha verimli olurlar. Bakım ve besleme sartları iyi olursa, bu ırkla çok verimli ve kârlı bir hayvancılık yapılabilir. Az verimli yerli ırklarımız Holstayn ırkı hayvanlar ile melezlenince yerli hayvanlara göre daha çok verim elde edilmektedir.
JERSEY
Anavatanları İngiltere ve Fransa arasındaki Jersey adası olup, Türkiye’ye Amerika’dan getirildiler. Karadeniz bölgemize uyum sağlayan Ufak, sevimli, hassas yapılı hayvanlardır. Rengi açık
kahverengiden koyu kahverengine kadar değisir. Genellikle geyik rengi hakimdir. Yediği yemi en yüksek oranda süte çevirir. Sütü çok yağlıdır. Yumusak davranıslar karsısında sakin ve iyi huyludur. Sert davranıstan hoslanmazlar. Sıcak havalardan etkilenmezler. Et verimi düsüktür. Yerli ırklarla melezlemeden çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Yavruları cılız ve zayıf olduğu için iyi bakım ister.
ESMER
Anavatanı İsviçre’dir. Aslında Esmer ırk olmasına karsılık Montafon adıyla bilinmektedir.Türkiye’de boz ırk sığırlarla yapılan melezlemelerle Karacabey Esmeri gelistirilmistir. Bugün bu ırktaki hayvanlar Türk Esmeri denecek kadar ülkemize ait olmustur. Rengi gümüs renginden koyu esmere kadar değisir. Sırtta açık renk bir çizgi bulunur. Burun ucu, boynuz ucu, kuyruk ucu siyahtır. Çok iri gövdelidirler. Hem süt verimi, hem et verimi çok yüksektir. Besi tutma özelliği en üstün ırklardandır. Türkiye’nin her yerine yayılmıstır. Her iklime ve her bölgeye kolayca uyum sağlar
SİMMENTAL
Aslen İsviçre menselidir. Alaca renklidir. Gövdesinde kaplayan derinin sarı-beyaz veya kırmızı beyaz parçalardan alacası vardır. Bas beyaz olup, sarı veya kırmızı beneklidir. Tırnakları ve bedeni sağlamdır. Çok iri yapılı, sırtı uzun, göğsü ve sağrısı genistir. Besi hayvanı olarak çok elverislidir. Çabuk besi alır, et verimi yüksektir
Süt ineklerinde üreme ve döl verimi
Bir süt sığırı isletmesinde her inekten yılda bir yavru almak amaçlanmalıdır. Aksi halde karlılık düsecektir.
KIZGINLIK NEDİR?
Kızgınlık, düve ve ineklerin çiftlesme isteği göstermeleridir. Bu durumdaki hayvanlara boğasak veya örsek de denir. Kızgınlık süresi ortalama 14-18 saat devam eder ve hayvan gebe kalmazsa 18-24 gün arasında değismek üzere, ortalama 21 gün sonra tekrarlanır.
NASIL ANLASILIR?
* Diğer hayvanların üzerine atlar. Baska hayvanların kendiüzerine atlamasına izin verir.
* Ferç (üreme organının dıs kısmı) sismis ve kızarmıstır. Yumurta akına benzer bir akıntı gelir. Buna çara denir.
* Diğer hayvanların fercini koklamaz, kendisinin koklanmasına izin verir.
* Yem yemez. Huzursuzdur.
* Merada kuyruğunu diker, sağa-sola kosar.
* Gece diğer hayvanlar yatarken o ayakta durur.
* Göz bebeklerinde büyüme olur.
* Böğürür.
* Sık sık havayı koklar
* İstah ve sütü azalır
* Bakıcısına davranısı normal zamankinden farklıdır.
TOHUMLAMA NE ZAMAN YAPILMALIDIR?
En iyi tohumlama zamanı, kızgınlık basladıktan 12 saat sonradır. Pratik olarak inek; sabah kızgınlık gösterdi ise öğleden sonra, aksam kızgınlık gösterdi ise ertesi sabah tohumlanmalıdır.
İLK TOHUMLAMA
Ülkemizdeki kültür ırklarının ve melezinin düvelerini ilk tohumlamada söyle bir tablo kullanılabilir:
ERKEN TOHUMLAMANIN ZARARLARI;
Hayvanlarımız ilk tohumlama için uygun olan yasa ve canlı ağırlığa ulasmadan gebe kalırlarsa büyümelerini tamamlayamaz, ileriye dönük olarak süt verimleri düsük olur ve ayrıca cüsse olarak küçük kaldıkları için yavruları da küçük yapıda olur. Güç doğumlar görülür. Tohumlanan bir düveden ne zaman yavru alınacağı hesaba katılmalıdır. Buzağının iyi bakılabileceği bir zamanda doğması önemlidir. Bunun için, düvenin tohumlanması ona göre zamanlanabilir.
BİLGİLİ YETİSTİRİCİ
Sabah ve aksam hayvanlarını gözden geçirir. Yem yemeyen, huzursuz hayvanlara dikkat eder. Kızgınlık gösterenleri belirler. 12 saat sonra tohumlanmasını sağlar. Hayvanlarımızı iki türlü tohumlatabiliriz, Tabii Tohumlama ve Suni Tohumlama. Biz mümkün olabildiği yerlerde suni tohumlamayı öneriyoruz.
SUNİ TOHUMLAMA TEKNİĞİ
Bunun için boğa ineğe asım yapmaz, suni vajen denen ve boğanın spermasını bıraktığı cihaz kullanılır. Bu cihaza alınan sperma uygun sıvılarla karıstırılıp çoğaltılır. Böylece 300 ineği dölleyebilecek bir miktara ulasır. Sonra payet denen ince plastik muhafazalara konarak eksi 196 derecede dondurulur. Dondurma islemi için sıvı azot kullanılır.
NEDEN SUNİ TOHUMLAMA
Çünkü;
* Bir boğa tabii asım ile yılda en fazla 200 ineği dölleyebilir. Bundan da ortalama 160-170 yavru elde edilir. Aynı boğanın spermasıyla suni tohumlama yapılırsa bir yılda 20.000 bas inek döllenir.
Bundan da yaklasık 16.000 bas yavru elde edilebilir.
* Suni tohumlama ile hayvandan hayvana hastalık bulasması önlenir.
* Çok masraflı olan boğa bulundurmaya gerek kalmaz.
* En iyi boğayı seçebiliriz. Yüksek verimli olduğu kesinlesmis olan boğaların sperması ile yüksek verimli yavrular elde edebiliriz.
İNSAN UNUTUR, DEFTER UNUTMAZ!
Yetistiricinin kayıt tutmak için bir defteri olmalıdır. Kızgınlık gösteren bir inek için tarih atılır. Tohumlama yapıldığında tarih atılır. İneğine suni tohumlama yaptıran kisi tohumlama yapan teknisyenden tohumlama belgesi almalıdır. Hayvan gebe kalmazsa gelecek sefere hangi gün kızgınlık gösterebileceği tahmin edilir. O günlerde inek iyice gözlenir. Böylece bir dönemin daha kaçırılması önlenir, hayvan zamanında tohumlanır. Kayıtlara bakarak doğumun zamanı bilinir, ona göre hazırlıklı olunur. Hayvanlar isaretlenmeli veya numaralanmalıdır. Kulak küpesi, boyun numarası, dağlamalı numara hayvanları ayırt etmede ise yarar. Tohumlanan bir ineğin gebe olup olmadığı, 45-60 gün sonra bir veterinere yaptırılan gebelik muayenesiyle anlasılır. Diğer bir yöntemde ise 60-90 gün sonra tekrar kızgınlık göstermeyen inekler gebe olarak kabul edilir. Buna karsılık, bazı bozukluklarda bu süre içinde kızgınlık görülmeyebilir.
İKİ DOĞUM ARASI SÜRE NE OLMALIDIR
Doğum aralığı, ilk doğumunu yapan düvelerde 13 ay, ineklerde ise 12 ay olmalıdır. Bu aralık 13-14 aya uzadığı zaman verimde kayıplar baslamaktadır. Bir sürüde ortalama her buzağı için en fazla 2 tohumlama olmalıdır. Döl verimi normal bir inek tohumlandıktan yaklasık 280 gün sonra bir yavru verir.
BUZAĞILAYAN İNEK HEMEN TOHUMLANMAZ.
Buzağılamayı takiben birden süt verimi basladığından inek büyük bir stres altındadır ve hastalıklara karsı duyarlıdır. Buzağılayan inek 60 gün süre ile dinlenmeli, sonra tohumlanmalıdır. Döl verimi iyi takip edilmelidir. Çünkü tohumlamanın zamanında yapılamaması, verim kayıplarına yol açacaktır. Bunun için ilk sart kayıt tutulmasıdır. Sağılan inekler için tutulan kayıt defterine doğum tarihi ve herhangi bir problemle karsılasıldı ise yazılır. Doğumu takiben 2-3. günden baslayıp, 8. güne kadar azalan miktarda kahverengi-kanlı ve kokusuz bir akıntı görülür. Koku hissedilirse rahimdeki bir iltihaplanmaya isaret eder. Bir veteriner hekime basvurulmalıdır. Buzağısı 2 aylığı geçen inek hâlâ kızgınlık göstermediyse, mutlaka veteriner hekime göstermelidir.
İNEKLERİN KISIR KALMAMASI İÇİN:
* İyi bakım ve besleme gerekir. İneğin zayıf kalması doğru değildir. Ancak, asırı beslenmeden dolayı asırı yağlanma da döl verimini düsürür.
* Kızgınlık dönemi iyi takip edilmelidir. Kızgınlığın farkına varılmazsa, buzağılama en az 3 hafta daha gecikmis olur.
* Kızgınlığın baslamasından 12 saat sonra tohumlama yapılmalıdır.
* Buzağılamadan 2 ay sonraki kızgınlıkta tohumlama yapılmalıdır.
* Zamanında kızgınlık göstermeyen inekler veteriner hekime gösterilmelidir.
* Kayıt defterine her durum islenmeli, tarih atılmalıdır.
DÖL VERİMİNE ÇEVRE SARTLARININ ETKİSİ
* Çok sıcak ve nemli havalarda kızgınlık belirtileri kolay fark edilmez.
* Kapalı ve ısıklı yerlerde kızgınlık zor fark edilir. Açık yerlerde ve gün ısığı altında kızgınlık belirtileri daha kolay dikkati çeker.
* Çok genç ve çok yaslı hayvanların döl verimi düsüktür.
* Hayvan hastalıkları döl verimini azaltır.
*İkiz doğumlarda buzağının birisi disi ise, o buzağının dölvermeme ihtimali çok yüksektir.
EĞER,
* Güç doğum olmus ise, son atılamamıs ise,
* Fercinden (vulva) normal dısı akıntı geliyorsa,
* Yavru atmıs ise,
* Kızgınlık arası 15 günden az veya 28 günden fazla ise,
* Üç kez tohumlandığı halde gebe kalmamıs ise,
* Buzağılamadan sonra 60 gün geçtiği halde kızgınlık göstermiyorsa, İneklerin üreme organları bir veteriner hekime muayene ettirilerek nedenleri arastırılmalıdır.
1-DAMIZLIK DÜVE SEÇİMİ
Düve seçimi, boğalarda olduğu gibi dıs görünüsüne ve diğer özelliklerine göre yapılır. Düvelerin dıs görünüsünde istenen özelliklerin olup olmadığı aranır. Varsa anasının verim, tip ve meme yapısı ile ilgili kayıtlarına bakılır. Dıs yapıya göre yapılan değerlendirmede birden fazla düve var ise yasları dikkate alınarak, hepsinin bir arada değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirme islemi çoğunlukla kisiden kisiye değisebilir. Bu nedenle değerlendirme isleminin temeli tecrübe ve mukayese etmeye dayanır. Değerlendirme yapılırken, düvede arayacağımız özellikleri bilmemiz gerekir. Tip özellikleri olarak; sağrı yüksekliği, vücut derinliği, sağrı eğimi, sağrı genisliği, kas gelisimi, arka bacak yapısı, tırnak yapısı, genel sütçülük karakterleri, ön göğüs genisliğine ait gelisme durumlarının istenen oranda olup olmadığı aranır. Sağrı yüksekliği, Sağrısı yüksek düvelerin gelecekte genellikle derin ve uzun vücut yapısına sahip olduğu görülür. Değerlendirirken hayvanın yas ve ırkı göz önüne alınmalıdır. Vücut derinliği, son kaburganın hizasından, sırt ve karına kadar olan uzaklığa göre değerlendirilir. Direnç ve yemyeme kapasitesi yönünden önemlidir. Orta derinlik istenir.
Kas gelisimi,
Hayvanın genel olarak tüm kaslarının gelişimi durumuna bakılır. Hayvanın bakım, beslenme ve çevre şartlarından nasıl etkilendiğini yansıtır. Az olması zayıflık, çok olması süt üretimi ve sürüde kalma süresi bakımından istenmez.
Arka bacak yapısı,
Arkadan ve yandan bakıldığında diz ekleminin ön kısmının açısının genise yakın olması gerekir. Açının dar ya da 180 derece olması, bacak direncini azaltacağından verim düsmesine yol açar.
Bunların dısında ön göğüs genisliğine ve genel sütçülük özelliklerine bakılır. Sütçülük özellikleri açısından; Cidago yapısının yuvarlak değil keskin olması, kaburga aralıklarının genis olması, ince
bir iskelet yapısı, ince bir deri, uzun bir boyun istenir. Gerek damızlık boğa gerekse düve seçimi sürünün geleceğini etkileyeceği için, dikkat edilmesi gereken bir konudur. Her ikisinde de ıslah hedeflerinin iyi belirlenmesi, ne istediğimizin ve neye ihtiyacımızın olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Damızlık seçiminde tip özelliklerinin belirlenmesinde her ne kadar kisisel değerlendirme yapılıyorsa da, buna uygun bir puanlama gelistirildiği zaman seçim daha kolay ve sağlıklı olacaktır.
2-DAMIZLIK BOĞA SEÇİMİ
Seçilecek boğa adayları; sütçü yada kombine verimli ırklar için, ırk özelliklerine göre belirlenen ortalama süt verimleri ortalamasından en az %70 daha fazla süt veren annelerden doğan
yavrular arasından seçilir. Gerek sütçü, gerek etçi, gerekse kombine verimli ırklarda boğa adayı olarak seçilecek erkek buzağıların kendi ırk özelliklerini göstermesi gerekmektedir. Yine boğa adayı olacak buzağılar; baba, anne ve anneannelerinin süt verimleri, canlı ağırlıkları, hastalıklara dayanıklılık durumları, güç doğumların görülme sıklığı ölçüsünde arastırılır. Önemli bir nokta, sürünüzün zayıf ve güçlü taraflarının tespit edilmesidir. Örneğin, süt verimi düsükse, yüksek süt verimli
boğaların seçimi; doğum kanalı darlığına bağlı güç doğumlar fazla ise, genis arkalı (pelvisli) boğaların seçilmesi, gibi özellikler aranır. Buna göre boğanın belirli özelliklerine belirli puanlar verilerek damızlık erkek danalardan ya da genç boğalardan seçim yapılır.
CİNSİYET ORGANLARININ MUAYENESİ
Fiziksel Muayene:Sperma almadan önce yapılır. İstenmeyen fiziksel karakterler ya da anormallikler var ise boğa elden çıkarılır.
1- Haya kesesi (Skrotum) ve hayanın (testis) muayenesi: Haya kesesinin muayenesi ayakta tutulan hayvanın arkasından ve yandan, gözle ve elle yapılır. Pratik olarak, ısı sartları da göz önüne alınarak, arkadan bakıldığında sarkık hayaya sahip hayvanların normal ölçülerde olduğu söylenebilir. Hayaları sarkık olmayıp, karın duvarına yakın ya da birlesmis gibi görünen hayvanların hayalarının normalin dısında olduğu göz önüne alınmalıdır. Ayrıca deri kalınlığı ve renk durumuna da bakılır. Hayalar normal olarak yumusak ve kaygan bir yapıya sahiptir. Çesitli hastalık hallerinde ve kalıtsal kusurlarda, hayaların kıvamı ve yapısı değisir ve anormal sperma üretimi artar.
2- Kamıs (penis) ve kamıs kılıfının (prepusyumun) muayenesi: Kamıs kılıfının kıllanma durumu, rengi, büyüklüğü, konumu, iltihaplanması, akıntısı, parazit ve mantar yönünden muayene edilir. 15
Spermanın değerlendirilmesi:Mümkünse veteriner hekime sperma muayenesi yaptırılmalıdır. Böyle bir imkan yoksa ve her seyi normal ise yaptığı asımlar ve gebe bıraktığı inek sayısına göre spermasının normal olup olmadığı hakkında fikir sahibi olunabilir. Yukarıdaki bilgiler ısığında boğa adayı olarak ayrılmasına karar verilen erkek buzağılardan kan alınarak veteriner kontrol ve arastırma enstitülerinden bir tanesinde yetistirme hastalıkları yönünden gerekli muayeneler yaptırılır. Sonuçta hastalıksız olduğu anlasılan hayvanların gelisimi 18. ayın sonuna kadar izlenmeye devam edilir. 18 aylık yasa gelen adaylar asağıda belirtilen muayenelerden geçirilir.
VÜCUT KONDİSYONU
Boğanın yeteri kadar güçlü kondisyona sahip olması gerekir. Fazla enerji vücutta yağ seklinde depo edilmektedir. Dıstan görünen ve kondisyon değerlendirmesine tabii tutulan bölgelerde normal
düzeylerde yağlanma olması gerekmektedir. Asırı yağlı hayvanların döl verimleri düser ve kızgın ineğe atlama ve yüklenme hareketi zayıflar.
1- Ayak, bacak ve eklemler: Bir boğanın ayak, bacak ve eklemlerinin sağlıklı ve normal olması, gerek hareketi gerekse asım için gereklidir. Bu nedenle bir anormalliğin olmamasına dikkat edilmelidir.
2- Gözler: Körlük yönünden muayene edilmesi gerekir. Bir gözü kör ise bakıcılar için tehlikeli olabileceği gibi, asım için atlayacağı inek içinde tehlikeli olabilir.
3- Pelvis (kalça kemiği) ölçüsü:Bazı saf ırklarda ergin boğalardak pelvis genisliği kalıtsal olması nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir özelliktir. Bir görüse göre büyük pelvisli boğaların kızlarının da büyük pelvisli olacağı ve doğum güçlüğünün de azalacağı ileri sürülmektedir. Genel bir kural, büyük vücutlu ineklerin, büyük pelvisli olacağı ve daha ağır buzağı doğuracağıdır.
4- Asım isteği: Boğanın sperma üretimine etki eden önemli bir faktördür. Bu nedenle kaliteli sperma asım isteği iyi olan boğalardan elde edilir. Buna karsılık, hem az sayıda hem de fazla sayıda asım yapan boğaların döl verimleri düsük olmaktadır. 16 Yukarıda anlatılan muayeneler sonucunda, boğa olarak kullanılmalarına karar verilen hayvanların yılda iki kez, yetistirme hastalıkları yönünden muayeneleri ve testleri yapılmalıdır. Ayrıca, sürüde birden çok boğa bulunması durumunda, üstün duruma geçen boğaların daha çok yavruları olduğu görülmüstür. boğanın döl verimi düsükse, sürünün döl verimi de düsük olacaktır. Diğer önemli bir nokta ise değisik yas gruplarının bir arada tutulması durumunda, güçlü boğalar üstün duruma geçerken, yasça küçük ve zayıf boğalar pasif kalmaktadır. Bu nedenle ergin, iki ve daha yaslı boğaların karısık halde tutulmaması, asım isteği yönünden uygun olur.
SÜRÜ YÖNETİMİ VE KAYIT TUTMA
DOĞUM
Doğum bölmesinin seçimi önemli bir konu olup gözden kaçırılmaması gerekir. Bu bölmenin temiz, rahat mümkünse diğer ineklerden ayrı bir yerde olması gerekir. Bol temiz ve kuru altlık serilmelidir. Bu, hem doğacak yavru için gerekli olduğu gibi, hem de doğum sonrası annede görülebilecek süt humması ve benzeri hastalıklarda hayvanın zarar görme riskini azaltır. Bölme birden fazla doğumda kullanılacaksa, her doğum sonrası iyi bir sekilde temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Doğum süresince, yardım gerekmedikçe hayvan tek basına bırakılmalıdır. En iyisi herhangi bir probleme karsı belirli aralıklarla hayvan kontrol edilmelidir. Doğuma yardım gerekiyorsa, buzağıyı çekme anında anneyi korkutmamak gerekir. Bazı doğumlarda, yavrunun rahim içindeki durusu ters olabilir, bu gibi durumlarda, bir veteriner hekim çağırılması uygun olur.
DOĞUM SONRASI YAVRUNUN BAKIMI
Yeni doğan buzağı soluk alamıyorsa, kaburgalarının üzerine avuç içi ile birkaç defa kuvvetlice vurulur. Gene soluk alamıyorsa yan yatırılır, kaburgaları üzerine el ile bastırılıp çekilir. Solunum baslayana kadar bu hareket 3 saniyede bir tekrarlanır. Doğum sonrası inek kalkıp yavruyu yalayarak kurutacaktır. Bazı durumlarda yavruya ilgi göstermez. Böyle anlarda yavrunun üzerine az
miktarda yem ya da tuz dökerek yalaması sağlanabilir. Eğer ilgilenmiyorsa, temiz bir bez ile yavru kurutulur. Göbek kordonunun kesilmesi; buzağı kurutulduktan sonra göbek kordonu yavru göbeğinin 5 – 6 cm ilerisinden tentürdiyotlanmıs bir sicimle sıkıca bağlanır. Bağlama yerinin 1 cm ötesinden yine tentürdiyotlanmıs bir makasla kesilir. Kesilen yerde tentürdiyot sisesine batırılır. Yavrunun böylece hastalık kapması önlenebilir. Buzağı doğar doğmaz anasının memesini arar, emmeye çalısır. Eğer ememiyorsa yardım edilir. En iyisi bir biberon yardımı ile yavruya ağız sütünü içirmek ve suni emzirmeye alıstırmaktır. Doğum sonrası ilk 1-2 saat içinde ağız sütü mutlaka yavruya verilmelidir. Çünkü ilk 6 18 saatte ağız sütünde bulunan maddeler bağırsaktan daha çabuk emilir. Ayrıca bu sütün mikroplar bağırsaklara girmeden önce verilmesi gerekir. Sebebine gelince, bağırsakta mikrop olduğunda, ağız sütünün emilimi azalmaktadır. Doğumdan sonra ilk 24 saat içinde canlı ağırlığının % 10-12′si kadar ağız sütü içirilmelidir. 3-4 gün süre ile ağız sütü emzikle veya kova ile yavruya içirilir. Yavrunun ne kadar süt içtiği kontrol edildiğinden, hem fazla emmeden dolayı ishaller önlendiği gibi hem de yeteri kadar süt içip içmediği kontrol edilmis olur. Sütün sıcaklığı 36 derece dolayında olmalıdır. Doğumdan hemen sonra yada 24 saat içinde yavru anneden ayrılmalıdır. Bu sayede hastalık yapıcı mikroplara karsı korunmus olur. Ayrıca, suni emzirmeye çabuk alıstığı gibi, annenin de buzağıyı çabuk unutması sağlanmıs olur.
BUZAĞILARIN BARINDIRILMASI
Buzağıların, doğumdan baslayıp sütten kesilinceye kadar diğer hayvanlardan uzak bir yerde tutulması gerekir. Bu amaçla buzağı kulübeleri yapılıp, buralara konabilir. Bu sayede buzağı bakım ve beslenmesi kolay olabildiği gibi, kulübelerinin kolay temizlenmesinden dolayı ölümleri de azaltacaktır. Ayrıca, buzağılar dört mevsim dısarıda tutulabilmektedir. Yapımı ucuz ve kolaydır. İlk bir ay içinde kulaklarına numaralar vurulup, boynuzlarının köreltilmesi gerekir. Fazla meme baslarının 1-2 aylıkken alınması gerekir. Buzağılar 2.5-3 aylıkken, sütten kesilirler. Ferdi buzağı bölmelerinden ya da tutuldukları yerlerden çıkartılarak, yaklasık 1-2 ay erkek ve disiler bir arada tutulmalı, grup halinde yemleme ve barındırılmaya alıstırılmalıdır. Eğer, sütten kesilen buzağılar birdenbire diğer büyük buzağı ve danaların arasına bırakılırsa, yeterince yem yiyemediğinden zayıf kalıp hastalanmaktadırlar.
BOYNUZ KÖRELTME
Boynuz köreltmede iki yöntem vardır;
1- Kimyasallarla boynuz köreltme
2- Dağlayarak boynuz köreltme
Kimyasallarla boynuz köreltme: 1-3 haftalık yaslarda yapılır. Bu yöntemde buzağı sıkıca tutulduktan sonra, boynuz düğmesinin etrafındaki kıllar bir makasla kırkılır. Boynuz düğmesine sürülecek olan kimyasalın akarak baska dokulara zarar vermemesi için boynuz düğmesinin etrafı parafin, gres yağı veya vazelinle çevrilir. Boynuz düğmesinin üst kısmı veya kostik çubuk hafifçe ıslatılır ve kostik çubuk boynuz düğmesine sürülür. Kostik çubuk boynuz düğmesinin üzerinde boynuz düğmeciği yumusayıncaya kadar dolastırılır. Kanama görülürse kostik çubuğunu yavasça sürmek yeterlidir. Kostik çubuk sürülen bölge kuruyuncaya kadar buzağılar diğer hayvanların yanına bırakılmamalıdır. İslem tamamlandıktan 7-10 gün sonra boynuz düser ve yerini bir kabuk tabakası alır.
Dağlayarak boynuz köreltme: Bu yöntem için en uygun zaman 3-6 haftalık yaslardır. Bu amaçla daha çok elektrikle ısıtılan dağlayıcılar kullanılmakta olup, elimizde böyle bir aracımız yoksa, yaklasık 20 milimetre çapındaki yuvarlak demirin ortasına 12-13 milimetre genisliğinde ve 7-8 mm derinliğinde bir bosluk açılarak ve demirin öbür ucuna da elimizi yakmaması için bir sap yapılmıs bir
araçtan da yararlanmak mümkündür. Bu yöntemde buzağı sıkıca tutulur, boynuz etrafındaki kıllar kırkılır, boynuz köreltme aleti yeterince ısıtıldıktan sonra, boynuz düğmesinin üzerinde boynuz büyüklüğüne bağlı olarak 10-20 saniye tutulur. İslemin sonucunda boynuz düğmesinin etrafında yanma sonucu olusmus yaklasık 2 milimetre derinliğinde bir halka meydana gelir.
FAZLA MEME BASLARININ ALINMASI
Fazla meme baslarının alınması özellikle doğum sırasında veya doğuma yakın zamanlarda olusabilecek enfeksiyonların engellenmesi açısından önemlidir. Fazla meme baslarının süt verimi ile iliskisi yoktur. 20 Bunların 1- 2 aylık yasta kolaylıkla alınması mümkündür. Hayvan sıkıca tutulup fazla meme basları belirlendikten sonra meme bastanbasa silinerek dezenfekte edilir. Fazla meme bası tutulup çekilerek memeye yakın bir yerden, steril keskin bir makas ile kesilir. Kesilen bölgede genellikle çok az bir kanama meydana gelir. Kesilen bölge tekrar dezenfekte edilmeli ve dezenfektan içeren bir parça pamuk bu bölgede bir kaç dakika tutulmalıdır.
BASLICA YERLİ SIĞIR IRKLARIMIZ;
YERLİ KARA
Adı gibi kendi de karadır. Orta Anadolu’ya yayılmıstır. Alçak boylu ama bedeni uzun yapılıdır. Boynuzları kısa, öne doğrudur. Ufak, kara tırnaklıdır. Memeleri ve meme basları ufaktır. Memeler tüyle örtülü olabilir. Et verimi düsük, süt verimi azdır. İyi besi tutmaz. Son derece dayanıklıdır.
DOĞU ANADOLU KIRMIZISI
Yasadığı bölgeden ve renginden dolayı bu adı almıs: Doğu Anadolu’da yaygındır. Rengi açık kırmızıdan kestane rengine kadar değisir. Boynuzları kısa, öne doğrudur. Bedeni ve göğsü dar yapılıdır. Doğu Anadolu’nun sert iklimine uymus bir hayvandır. Geç gelisen bir ırktır. Yediğimiz etler çoğunlukla bu hayvanın etleridir. Ufak yapılıdır fakat iyi besi tutar.
BOZ IRK
Daha çok Ege ve Marmara bölgelerinde yaygındır. Açık renklidir. Gümüs rengi denilebilir. Bazıları koyu kül rengine doğru koyulasmıstır. Boğaları koyu renklidir, gözlerinin etrafında siyah bir halka vardır. Oldukça iri yapılıdırlar. Meme, boynuz uçları ve tırnakları koyu renklidir. Boynuzları öne doğrudur. En önemli özelliği, sağlam vücut yapısı ve iyi besi tutmasıdır.
GÜNEY ANADOLU KIRMIZISI
Güney Anadolu’da yaygındır. Açık sarı ile koyu kırmızı arasında renkler tasır. Tarçın rengi olanlar çoktur. Yüksek boylu, uzun bacaklıdır. Eni boyu birbirine denk olduğundan kare seklinde bir görüntü verir. Kısa vücudu nedeniyle sallantılı bir yürüyüsü vardır Sıcak ortama adapte olmustur. Erken gelisen bir hayvandır. Yüksek süt verimi ile tanınır. Sağım yapılırken buzağısının yanında bulunmasını ister. İlk buzağısını 3 yasında verir. Sağım süresi 210 gün kadardır. İyi bakım sartlarında sahiplerini memnun eden yüksek süt verimlerine ulasır.
ÜLKEMİZDE YETİSTİRİLEN BASLICA KÜLTÜR IRKLARI:
Avrupa’nın çesitli yörelerinde özel olarak yetistirilen hayvanlardır. Türkiye’ye bu ülkelerden getirilmislerdir.
HOLSTAYN
Marmara ve Ege bölgelerinde yoğun olarak yetistirilmektedir. Zamanla Akdeniz bölgesinde de yaygınlastı. Çok kolay tanınabilir. Çünkü bedeni siyah ve beyaz parçaların birlesmesiyle renklenir. Gayet iri yapılıdırlar. Amerika’dan getirilenlerin süt yönü üstündür. Hollanda’dan getirilenlerin et yönü üstündür. Memeleri büyük ve yumusaktır. Serin iklimi olan yerlerde bu hayvanlar daha verimli olurlar. Bakım ve besleme sartları iyi olursa, bu ırkla çok verimli ve kârlı bir hayvancılık yapılabilir. Az verimli yerli ırklarımız Holstayn ırkı hayvanlar ile melezlenince yerli hayvanlara göre daha çok verim elde edilmektedir.
JERSEY
Anavatanları İngiltere ve Fransa arasındaki Jersey adası olup, Türkiye’ye Amerika’dan getirildiler. Karadeniz bölgemize uyum sağlayan Ufak, sevimli, hassas yapılı hayvanlardır. Rengi açık
kahverengiden koyu kahverengine kadar değisir. Genellikle geyik rengi hakimdir. Yediği yemi en yüksek oranda süte çevirir. Sütü çok yağlıdır. Yumusak davranıslar karsısında sakin ve iyi huyludur. Sert davranıstan hoslanmazlar. Sıcak havalardan etkilenmezler. Et verimi düsüktür. Yerli ırklarla melezlemeden çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Yavruları cılız ve zayıf olduğu için iyi bakım ister.
ESMER
Anavatanı İsviçre’dir. Aslında Esmer ırk olmasına karsılık Montafon adıyla bilinmektedir.Türkiye’de boz ırk sığırlarla yapılan melezlemelerle Karacabey Esmeri gelistirilmistir. Bugün bu ırktaki hayvanlar Türk Esmeri denecek kadar ülkemize ait olmustur. Rengi gümüs renginden koyu esmere kadar değisir. Sırtta açık renk bir çizgi bulunur. Burun ucu, boynuz ucu, kuyruk ucu siyahtır. Çok iri gövdelidirler. Hem süt verimi, hem et verimi çok yüksektir. Besi tutma özelliği en üstün ırklardandır. Türkiye’nin her yerine yayılmıstır. Her iklime ve her bölgeye kolayca uyum sağlar
SİMMENTAL
Aslen İsviçre menselidir. Alaca renklidir. Gövdesinde kaplayan derinin sarı-beyaz veya kırmızı beyaz parçalardan alacası vardır. Bas beyaz olup, sarı veya kırmızı beneklidir. Tırnakları ve bedeni sağlamdır. Çok iri yapılı, sırtı uzun, göğsü ve sağrısı genistir. Besi hayvanı olarak çok elverislidir. Çabuk besi alır, et verimi yüksektir
Süt ineklerinde üreme ve döl verimi
Bir süt sığırı isletmesinde her inekten yılda bir yavru almak amaçlanmalıdır. Aksi halde karlılık düsecektir.
KIZGINLIK NEDİR?
Kızgınlık, düve ve ineklerin çiftlesme isteği göstermeleridir. Bu durumdaki hayvanlara boğasak veya örsek de denir. Kızgınlık süresi ortalama 14-18 saat devam eder ve hayvan gebe kalmazsa 18-24 gün arasında değismek üzere, ortalama 21 gün sonra tekrarlanır.
NASIL ANLASILIR?
* Diğer hayvanların üzerine atlar. Baska hayvanların kendiüzerine atlamasına izin verir.
* Ferç (üreme organının dıs kısmı) sismis ve kızarmıstır. Yumurta akına benzer bir akıntı gelir. Buna çara denir.
* Diğer hayvanların fercini koklamaz, kendisinin koklanmasına izin verir.
* Yem yemez. Huzursuzdur.
* Merada kuyruğunu diker, sağa-sola kosar.
* Gece diğer hayvanlar yatarken o ayakta durur.
* Göz bebeklerinde büyüme olur.
* Böğürür.
* Sık sık havayı koklar
* İstah ve sütü azalır
* Bakıcısına davranısı normal zamankinden farklıdır.
TOHUMLAMA NE ZAMAN YAPILMALIDIR?
En iyi tohumlama zamanı, kızgınlık basladıktan 12 saat sonradır. Pratik olarak inek; sabah kızgınlık gösterdi ise öğleden sonra, aksam kızgınlık gösterdi ise ertesi sabah tohumlanmalıdır.
İLK TOHUMLAMA
Ülkemizdeki kültür ırklarının ve melezinin düvelerini ilk tohumlamada söyle bir tablo kullanılabilir:
ERKEN TOHUMLAMANIN ZARARLARI;
Hayvanlarımız ilk tohumlama için uygun olan yasa ve canlı ağırlığa ulasmadan gebe kalırlarsa büyümelerini tamamlayamaz, ileriye dönük olarak süt verimleri düsük olur ve ayrıca cüsse olarak küçük kaldıkları için yavruları da küçük yapıda olur. Güç doğumlar görülür. Tohumlanan bir düveden ne zaman yavru alınacağı hesaba katılmalıdır. Buzağının iyi bakılabileceği bir zamanda doğması önemlidir. Bunun için, düvenin tohumlanması ona göre zamanlanabilir.
BİLGİLİ YETİSTİRİCİ
Sabah ve aksam hayvanlarını gözden geçirir. Yem yemeyen, huzursuz hayvanlara dikkat eder. Kızgınlık gösterenleri belirler. 12 saat sonra tohumlanmasını sağlar. Hayvanlarımızı iki türlü tohumlatabiliriz, Tabii Tohumlama ve Suni Tohumlama. Biz mümkün olabildiği yerlerde suni tohumlamayı öneriyoruz.
SUNİ TOHUMLAMA TEKNİĞİ
Bunun için boğa ineğe asım yapmaz, suni vajen denen ve boğanın spermasını bıraktığı cihaz kullanılır. Bu cihaza alınan sperma uygun sıvılarla karıstırılıp çoğaltılır. Böylece 300 ineği dölleyebilecek bir miktara ulasır. Sonra payet denen ince plastik muhafazalara konarak eksi 196 derecede dondurulur. Dondurma islemi için sıvı azot kullanılır.
NEDEN SUNİ TOHUMLAMA
Çünkü;
* Bir boğa tabii asım ile yılda en fazla 200 ineği dölleyebilir. Bundan da ortalama 160-170 yavru elde edilir. Aynı boğanın spermasıyla suni tohumlama yapılırsa bir yılda 20.000 bas inek döllenir.
Bundan da yaklasık 16.000 bas yavru elde edilebilir.
* Suni tohumlama ile hayvandan hayvana hastalık bulasması önlenir.
* Çok masraflı olan boğa bulundurmaya gerek kalmaz.
* En iyi boğayı seçebiliriz. Yüksek verimli olduğu kesinlesmis olan boğaların sperması ile yüksek verimli yavrular elde edebiliriz.
İNSAN UNUTUR, DEFTER UNUTMAZ!
Yetistiricinin kayıt tutmak için bir defteri olmalıdır. Kızgınlık gösteren bir inek için tarih atılır. Tohumlama yapıldığında tarih atılır. İneğine suni tohumlama yaptıran kisi tohumlama yapan teknisyenden tohumlama belgesi almalıdır. Hayvan gebe kalmazsa gelecek sefere hangi gün kızgınlık gösterebileceği tahmin edilir. O günlerde inek iyice gözlenir. Böylece bir dönemin daha kaçırılması önlenir, hayvan zamanında tohumlanır. Kayıtlara bakarak doğumun zamanı bilinir, ona göre hazırlıklı olunur. Hayvanlar isaretlenmeli veya numaralanmalıdır. Kulak küpesi, boyun numarası, dağlamalı numara hayvanları ayırt etmede ise yarar. Tohumlanan bir ineğin gebe olup olmadığı, 45-60 gün sonra bir veterinere yaptırılan gebelik muayenesiyle anlasılır. Diğer bir yöntemde ise 60-90 gün sonra tekrar kızgınlık göstermeyen inekler gebe olarak kabul edilir. Buna karsılık, bazı bozukluklarda bu süre içinde kızgınlık görülmeyebilir.
İKİ DOĞUM ARASI SÜRE NE OLMALIDIR
Doğum aralığı, ilk doğumunu yapan düvelerde 13 ay, ineklerde ise 12 ay olmalıdır. Bu aralık 13-14 aya uzadığı zaman verimde kayıplar baslamaktadır. Bir sürüde ortalama her buzağı için en fazla 2 tohumlama olmalıdır. Döl verimi normal bir inek tohumlandıktan yaklasık 280 gün sonra bir yavru verir.
BUZAĞILAYAN İNEK HEMEN TOHUMLANMAZ.
Buzağılamayı takiben birden süt verimi basladığından inek büyük bir stres altındadır ve hastalıklara karsı duyarlıdır. Buzağılayan inek 60 gün süre ile dinlenmeli, sonra tohumlanmalıdır. Döl verimi iyi takip edilmelidir. Çünkü tohumlamanın zamanında yapılamaması, verim kayıplarına yol açacaktır. Bunun için ilk sart kayıt tutulmasıdır. Sağılan inekler için tutulan kayıt defterine doğum tarihi ve herhangi bir problemle karsılasıldı ise yazılır. Doğumu takiben 2-3. günden baslayıp, 8. güne kadar azalan miktarda kahverengi-kanlı ve kokusuz bir akıntı görülür. Koku hissedilirse rahimdeki bir iltihaplanmaya isaret eder. Bir veteriner hekime basvurulmalıdır. Buzağısı 2 aylığı geçen inek hâlâ kızgınlık göstermediyse, mutlaka veteriner hekime göstermelidir.
İNEKLERİN KISIR KALMAMASI İÇİN:
* İyi bakım ve besleme gerekir. İneğin zayıf kalması doğru değildir. Ancak, asırı beslenmeden dolayı asırı yağlanma da döl verimini düsürür.
* Kızgınlık dönemi iyi takip edilmelidir. Kızgınlığın farkına varılmazsa, buzağılama en az 3 hafta daha gecikmis olur.
* Kızgınlığın baslamasından 12 saat sonra tohumlama yapılmalıdır.
* Buzağılamadan 2 ay sonraki kızgınlıkta tohumlama yapılmalıdır.
* Zamanında kızgınlık göstermeyen inekler veteriner hekime gösterilmelidir.
* Kayıt defterine her durum islenmeli, tarih atılmalıdır.
DÖL VERİMİNE ÇEVRE SARTLARININ ETKİSİ
* Çok sıcak ve nemli havalarda kızgınlık belirtileri kolay fark edilmez.
* Kapalı ve ısıklı yerlerde kızgınlık zor fark edilir. Açık yerlerde ve gün ısığı altında kızgınlık belirtileri daha kolay dikkati çeker.
* Çok genç ve çok yaslı hayvanların döl verimi düsüktür.
* Hayvan hastalıkları döl verimini azaltır.
*İkiz doğumlarda buzağının birisi disi ise, o buzağının dölvermeme ihtimali çok yüksektir.
EĞER,
* Güç doğum olmus ise, son atılamamıs ise,
* Fercinden (vulva) normal dısı akıntı geliyorsa,
* Yavru atmıs ise,
* Kızgınlık arası 15 günden az veya 28 günden fazla ise,
* Üç kez tohumlandığı halde gebe kalmamıs ise,
* Buzağılamadan sonra 60 gün geçtiği halde kızgınlık göstermiyorsa, İneklerin üreme organları bir veteriner hekime muayene ettirilerek nedenleri arastırılmalıdır.
1-DAMIZLIK DÜVE SEÇİMİ
Düve seçimi, boğalarda olduğu gibi dıs görünüsüne ve diğer özelliklerine göre yapılır. Düvelerin dıs görünüsünde istenen özelliklerin olup olmadığı aranır. Varsa anasının verim, tip ve meme yapısı ile ilgili kayıtlarına bakılır. Dıs yapıya göre yapılan değerlendirmede birden fazla düve var ise yasları dikkate alınarak, hepsinin bir arada değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirme islemi çoğunlukla kisiden kisiye değisebilir. Bu nedenle değerlendirme isleminin temeli tecrübe ve mukayese etmeye dayanır. Değerlendirme yapılırken, düvede arayacağımız özellikleri bilmemiz gerekir. Tip özellikleri olarak; sağrı yüksekliği, vücut derinliği, sağrı eğimi, sağrı genisliği, kas gelisimi, arka bacak yapısı, tırnak yapısı, genel sütçülük karakterleri, ön göğüs genisliğine ait gelisme durumlarının istenen oranda olup olmadığı aranır. Sağrı yüksekliği, Sağrısı yüksek düvelerin gelecekte genellikle derin ve uzun vücut yapısına sahip olduğu görülür. Değerlendirirken hayvanın yas ve ırkı göz önüne alınmalıdır. Vücut derinliği, son kaburganın hizasından, sırt ve karına kadar olan uzaklığa göre değerlendirilir. Direnç ve yemyeme kapasitesi yönünden önemlidir. Orta derinlik istenir.
Kas gelisimi,
Hayvanın genel olarak tüm kaslarının gelişimi durumuna bakılır. Hayvanın bakım, beslenme ve çevre şartlarından nasıl etkilendiğini yansıtır. Az olması zayıflık, çok olması süt üretimi ve sürüde kalma süresi bakımından istenmez.
Arka bacak yapısı,
Arkadan ve yandan bakıldığında diz ekleminin ön kısmının açısının genise yakın olması gerekir. Açının dar ya da 180 derece olması, bacak direncini azaltacağından verim düsmesine yol açar.
Bunların dısında ön göğüs genisliğine ve genel sütçülük özelliklerine bakılır. Sütçülük özellikleri açısından; Cidago yapısının yuvarlak değil keskin olması, kaburga aralıklarının genis olması, ince
bir iskelet yapısı, ince bir deri, uzun bir boyun istenir. Gerek damızlık boğa gerekse düve seçimi sürünün geleceğini etkileyeceği için, dikkat edilmesi gereken bir konudur. Her ikisinde de ıslah hedeflerinin iyi belirlenmesi, ne istediğimizin ve neye ihtiyacımızın olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Damızlık seçiminde tip özelliklerinin belirlenmesinde her ne kadar kisisel değerlendirme yapılıyorsa da, buna uygun bir puanlama gelistirildiği zaman seçim daha kolay ve sağlıklı olacaktır.
2-DAMIZLIK BOĞA SEÇİMİ
Seçilecek boğa adayları; sütçü yada kombine verimli ırklar için, ırk özelliklerine göre belirlenen ortalama süt verimleri ortalamasından en az %70 daha fazla süt veren annelerden doğan
yavrular arasından seçilir. Gerek sütçü, gerek etçi, gerekse kombine verimli ırklarda boğa adayı olarak seçilecek erkek buzağıların kendi ırk özelliklerini göstermesi gerekmektedir. Yine boğa adayı olacak buzağılar; baba, anne ve anneannelerinin süt verimleri, canlı ağırlıkları, hastalıklara dayanıklılık durumları, güç doğumların görülme sıklığı ölçüsünde arastırılır. Önemli bir nokta, sürünüzün zayıf ve güçlü taraflarının tespit edilmesidir. Örneğin, süt verimi düsükse, yüksek süt verimli
boğaların seçimi; doğum kanalı darlığına bağlı güç doğumlar fazla ise, genis arkalı (pelvisli) boğaların seçilmesi, gibi özellikler aranır. Buna göre boğanın belirli özelliklerine belirli puanlar verilerek damızlık erkek danalardan ya da genç boğalardan seçim yapılır.
CİNSİYET ORGANLARININ MUAYENESİ
Fiziksel Muayene:Sperma almadan önce yapılır. İstenmeyen fiziksel karakterler ya da anormallikler var ise boğa elden çıkarılır.
1- Haya kesesi (Skrotum) ve hayanın (testis) muayenesi: Haya kesesinin muayenesi ayakta tutulan hayvanın arkasından ve yandan, gözle ve elle yapılır. Pratik olarak, ısı sartları da göz önüne alınarak, arkadan bakıldığında sarkık hayaya sahip hayvanların normal ölçülerde olduğu söylenebilir. Hayaları sarkık olmayıp, karın duvarına yakın ya da birlesmis gibi görünen hayvanların hayalarının normalin dısında olduğu göz önüne alınmalıdır. Ayrıca deri kalınlığı ve renk durumuna da bakılır. Hayalar normal olarak yumusak ve kaygan bir yapıya sahiptir. Çesitli hastalık hallerinde ve kalıtsal kusurlarda, hayaların kıvamı ve yapısı değisir ve anormal sperma üretimi artar.
2- Kamıs (penis) ve kamıs kılıfının (prepusyumun) muayenesi: Kamıs kılıfının kıllanma durumu, rengi, büyüklüğü, konumu, iltihaplanması, akıntısı, parazit ve mantar yönünden muayene edilir. 15
Spermanın değerlendirilmesi:Mümkünse veteriner hekime sperma muayenesi yaptırılmalıdır. Böyle bir imkan yoksa ve her seyi normal ise yaptığı asımlar ve gebe bıraktığı inek sayısına göre spermasının normal olup olmadığı hakkında fikir sahibi olunabilir. Yukarıdaki bilgiler ısığında boğa adayı olarak ayrılmasına karar verilen erkek buzağılardan kan alınarak veteriner kontrol ve arastırma enstitülerinden bir tanesinde yetistirme hastalıkları yönünden gerekli muayeneler yaptırılır. Sonuçta hastalıksız olduğu anlasılan hayvanların gelisimi 18. ayın sonuna kadar izlenmeye devam edilir. 18 aylık yasa gelen adaylar asağıda belirtilen muayenelerden geçirilir.
VÜCUT KONDİSYONU
Boğanın yeteri kadar güçlü kondisyona sahip olması gerekir. Fazla enerji vücutta yağ seklinde depo edilmektedir. Dıstan görünen ve kondisyon değerlendirmesine tabii tutulan bölgelerde normal
düzeylerde yağlanma olması gerekmektedir. Asırı yağlı hayvanların döl verimleri düser ve kızgın ineğe atlama ve yüklenme hareketi zayıflar.
1- Ayak, bacak ve eklemler: Bir boğanın ayak, bacak ve eklemlerinin sağlıklı ve normal olması, gerek hareketi gerekse asım için gereklidir. Bu nedenle bir anormalliğin olmamasına dikkat edilmelidir.
2- Gözler: Körlük yönünden muayene edilmesi gerekir. Bir gözü kör ise bakıcılar için tehlikeli olabileceği gibi, asım için atlayacağı inek içinde tehlikeli olabilir.
3- Pelvis (kalça kemiği) ölçüsü:Bazı saf ırklarda ergin boğalardak pelvis genisliği kalıtsal olması nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir özelliktir. Bir görüse göre büyük pelvisli boğaların kızlarının da büyük pelvisli olacağı ve doğum güçlüğünün de azalacağı ileri sürülmektedir. Genel bir kural, büyük vücutlu ineklerin, büyük pelvisli olacağı ve daha ağır buzağı doğuracağıdır.
4- Asım isteği: Boğanın sperma üretimine etki eden önemli bir faktördür. Bu nedenle kaliteli sperma asım isteği iyi olan boğalardan elde edilir. Buna karsılık, hem az sayıda hem de fazla sayıda asım yapan boğaların döl verimleri düsük olmaktadır. 16 Yukarıda anlatılan muayeneler sonucunda, boğa olarak kullanılmalarına karar verilen hayvanların yılda iki kez, yetistirme hastalıkları yönünden muayeneleri ve testleri yapılmalıdır. Ayrıca, sürüde birden çok boğa bulunması durumunda, üstün duruma geçen boğaların daha çok yavruları olduğu görülmüstür. boğanın döl verimi düsükse, sürünün döl verimi de düsük olacaktır. Diğer önemli bir nokta ise değisik yas gruplarının bir arada tutulması durumunda, güçlü boğalar üstün duruma geçerken, yasça küçük ve zayıf boğalar pasif kalmaktadır. Bu nedenle ergin, iki ve daha yaslı boğaların karısık halde tutulmaması, asım isteği yönünden uygun olur.
SÜRÜ YÖNETİMİ VE KAYIT TUTMA
DOĞUM
Doğum bölmesinin seçimi önemli bir konu olup gözden kaçırılmaması gerekir. Bu bölmenin temiz, rahat mümkünse diğer ineklerden ayrı bir yerde olması gerekir. Bol temiz ve kuru altlık serilmelidir. Bu, hem doğacak yavru için gerekli olduğu gibi, hem de doğum sonrası annede görülebilecek süt humması ve benzeri hastalıklarda hayvanın zarar görme riskini azaltır. Bölme birden fazla doğumda kullanılacaksa, her doğum sonrası iyi bir sekilde temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Doğum süresince, yardım gerekmedikçe hayvan tek basına bırakılmalıdır. En iyisi herhangi bir probleme karsı belirli aralıklarla hayvan kontrol edilmelidir. Doğuma yardım gerekiyorsa, buzağıyı çekme anında anneyi korkutmamak gerekir. Bazı doğumlarda, yavrunun rahim içindeki durusu ters olabilir, bu gibi durumlarda, bir veteriner hekim çağırılması uygun olur.
DOĞUM SONRASI YAVRUNUN BAKIMI
Yeni doğan buzağı soluk alamıyorsa, kaburgalarının üzerine avuç içi ile birkaç defa kuvvetlice vurulur. Gene soluk alamıyorsa yan yatırılır, kaburgaları üzerine el ile bastırılıp çekilir. Solunum baslayana kadar bu hareket 3 saniyede bir tekrarlanır. Doğum sonrası inek kalkıp yavruyu yalayarak kurutacaktır. Bazı durumlarda yavruya ilgi göstermez. Böyle anlarda yavrunun üzerine az
miktarda yem ya da tuz dökerek yalaması sağlanabilir. Eğer ilgilenmiyorsa, temiz bir bez ile yavru kurutulur. Göbek kordonunun kesilmesi; buzağı kurutulduktan sonra göbek kordonu yavru göbeğinin 5 – 6 cm ilerisinden tentürdiyotlanmıs bir sicimle sıkıca bağlanır. Bağlama yerinin 1 cm ötesinden yine tentürdiyotlanmıs bir makasla kesilir. Kesilen yerde tentürdiyot sisesine batırılır. Yavrunun böylece hastalık kapması önlenebilir. Buzağı doğar doğmaz anasının memesini arar, emmeye çalısır. Eğer ememiyorsa yardım edilir. En iyisi bir biberon yardımı ile yavruya ağız sütünü içirmek ve suni emzirmeye alıstırmaktır. Doğum sonrası ilk 1-2 saat içinde ağız sütü mutlaka yavruya verilmelidir. Çünkü ilk 6 18 saatte ağız sütünde bulunan maddeler bağırsaktan daha çabuk emilir. Ayrıca bu sütün mikroplar bağırsaklara girmeden önce verilmesi gerekir. Sebebine gelince, bağırsakta mikrop olduğunda, ağız sütünün emilimi azalmaktadır. Doğumdan sonra ilk 24 saat içinde canlı ağırlığının % 10-12′si kadar ağız sütü içirilmelidir. 3-4 gün süre ile ağız sütü emzikle veya kova ile yavruya içirilir. Yavrunun ne kadar süt içtiği kontrol edildiğinden, hem fazla emmeden dolayı ishaller önlendiği gibi hem de yeteri kadar süt içip içmediği kontrol edilmis olur. Sütün sıcaklığı 36 derece dolayında olmalıdır. Doğumdan hemen sonra yada 24 saat içinde yavru anneden ayrılmalıdır. Bu sayede hastalık yapıcı mikroplara karsı korunmus olur. Ayrıca, suni emzirmeye çabuk alıstığı gibi, annenin de buzağıyı çabuk unutması sağlanmıs olur.
BUZAĞILARIN BARINDIRILMASI
Buzağıların, doğumdan baslayıp sütten kesilinceye kadar diğer hayvanlardan uzak bir yerde tutulması gerekir. Bu amaçla buzağı kulübeleri yapılıp, buralara konabilir. Bu sayede buzağı bakım ve beslenmesi kolay olabildiği gibi, kulübelerinin kolay temizlenmesinden dolayı ölümleri de azaltacaktır. Ayrıca, buzağılar dört mevsim dısarıda tutulabilmektedir. Yapımı ucuz ve kolaydır. İlk bir ay içinde kulaklarına numaralar vurulup, boynuzlarının köreltilmesi gerekir. Fazla meme baslarının 1-2 aylıkken alınması gerekir. Buzağılar 2.5-3 aylıkken, sütten kesilirler. Ferdi buzağı bölmelerinden ya da tutuldukları yerlerden çıkartılarak, yaklasık 1-2 ay erkek ve disiler bir arada tutulmalı, grup halinde yemleme ve barındırılmaya alıstırılmalıdır. Eğer, sütten kesilen buzağılar birdenbire diğer büyük buzağı ve danaların arasına bırakılırsa, yeterince yem yiyemediğinden zayıf kalıp hastalanmaktadırlar.
BOYNUZ KÖRELTME
Boynuz köreltmede iki yöntem vardır;
1- Kimyasallarla boynuz köreltme
2- Dağlayarak boynuz köreltme
Kimyasallarla boynuz köreltme: 1-3 haftalık yaslarda yapılır. Bu yöntemde buzağı sıkıca tutulduktan sonra, boynuz düğmesinin etrafındaki kıllar bir makasla kırkılır. Boynuz düğmesine sürülecek olan kimyasalın akarak baska dokulara zarar vermemesi için boynuz düğmesinin etrafı parafin, gres yağı veya vazelinle çevrilir. Boynuz düğmesinin üst kısmı veya kostik çubuk hafifçe ıslatılır ve kostik çubuk boynuz düğmesine sürülür. Kostik çubuk boynuz düğmesinin üzerinde boynuz düğmeciği yumusayıncaya kadar dolastırılır. Kanama görülürse kostik çubuğunu yavasça sürmek yeterlidir. Kostik çubuk sürülen bölge kuruyuncaya kadar buzağılar diğer hayvanların yanına bırakılmamalıdır. İslem tamamlandıktan 7-10 gün sonra boynuz düser ve yerini bir kabuk tabakası alır.
Dağlayarak boynuz köreltme: Bu yöntem için en uygun zaman 3-6 haftalık yaslardır. Bu amaçla daha çok elektrikle ısıtılan dağlayıcılar kullanılmakta olup, elimizde böyle bir aracımız yoksa, yaklasık 20 milimetre çapındaki yuvarlak demirin ortasına 12-13 milimetre genisliğinde ve 7-8 mm derinliğinde bir bosluk açılarak ve demirin öbür ucuna da elimizi yakmaması için bir sap yapılmıs bir
araçtan da yararlanmak mümkündür. Bu yöntemde buzağı sıkıca tutulur, boynuz etrafındaki kıllar kırkılır, boynuz köreltme aleti yeterince ısıtıldıktan sonra, boynuz düğmesinin üzerinde boynuz büyüklüğüne bağlı olarak 10-20 saniye tutulur. İslemin sonucunda boynuz düğmesinin etrafında yanma sonucu olusmus yaklasık 2 milimetre derinliğinde bir halka meydana gelir.
FAZLA MEME BASLARININ ALINMASI
Fazla meme baslarının alınması özellikle doğum sırasında veya doğuma yakın zamanlarda olusabilecek enfeksiyonların engellenmesi açısından önemlidir. Fazla meme baslarının süt verimi ile iliskisi yoktur. 20 Bunların 1- 2 aylık yasta kolaylıkla alınması mümkündür. Hayvan sıkıca tutulup fazla meme basları belirlendikten sonra meme bastanbasa silinerek dezenfekte edilir. Fazla meme bası tutulup çekilerek memeye yakın bir yerden, steril keskin bir makas ile kesilir. Kesilen bölgede genellikle çok az bir kanama meydana gelir. Kesilen bölge tekrar dezenfekte edilmeli ve dezenfektan içeren bir parça pamuk bu bölgede bir kaç dakika tutulmalıdır.