Tavukların sosyal ve kültürel hayatları nelerdir?

Hakan

Yeni Üye
Tavuk milleti yiyecek arama bulma konusunda çok uyanık olup bu konuda birbirlerinin yediklerinde gözleri vardır; yiyecek bulmada ve yemede birbirlerini hem taklit ederler hem takip ederler. Bir tavuk yiyecek bir şey bulsa anında diğerleri yanına koşar onun ağzından kapmaya çalışır. Böylece birbirlerinden ayrılmazlar. Bu yaşam tarzının sonucu olarak, bir tavuk diğer bir tavuk için ortada yiyecek bir şeyler var anlamına gelir.

Tavukların beslenme kültürü
Kültür oluşturmak sadece insanlara mahsus bir şey değil. Bazı hayvan türlerinde, guruptan guruba değişen alışkanlıklar, adetler görülmüştür. Tavuklarda bile var. Mesela aynı cinsten bir gurup tavuk filan yiyeceği hiç sevmez ve yemezler; başka bir gurup tamamen aynı cinsten oldukları halde o yiyeceği çok severler.
O yiyeceği çok seven bir tavuk, o yiyeceği sevmeyen tavukların yakınında bulundurulsa, diğer tavuklar aç kaldığı zaman ondan o yiyeceğin yenilebileceğini öğrenir, onlar da alışır.

Sürü hayatı
Bir gurupta kabul görmek, dışlanmamak, veya dışlanıp kovulmak her hayvanda var. Doğasında sürü hayatı olmasa bile, insanlar onları zorla sürü halinde beslemeye başlarlarsa, zamanla birbirlerine alıştıkları ama daha sonra aralarına yeni bir bireyin katılmasına izin vermedikleri, onu dövdükleri kovmaya çalıştıkları görülür.

Doğada tavuklarda gurup halinde yaşamak var mı?
Aslında karakterleri gurup halinde yaşamalarına uygundur ama doğada her zaman pek mümkün olmuyor.

Birinci sebep: Doğada yabani tavuklar nadiren yumurtlar, o da sadece gurk olacağı zaman. Böylece birkaç yumurtayı ana tavuk çok gizli bir yerde biriktirir. Tek başına kuluçkaya yatar. Sonra da sadece civcivleri ile yaşar. Bu ise pek uzun sürmez. Çünkü ana tavuk yavrular biraz büyüyünce onları kendi kaderlerine terk eder.

İkinci sebep: Ana tavuk civcivlerini gizli bir yerde dünyaya getirir ve bakımlarını bir süre tek başına kendisi yapar. Bunu yukarda anlatmıştım. Dünyaya gelen civcivlerin yarısı kadarı başka hayvanlara av olur. Hayatta kalanları birkaç hafta sonra ana tavuk kendi kaderine terk eder. Onlarsa ormanlık arazilerde birbirlerini kolayca kaybedebilir. Hem başka hayvanlara av olurlar veya hastalanıp ölürler. Mesela 10 civcivden belki en fazla üç tanesi yetişkin çağa erişebilir. Onlarsa birbirlerinden uzak yaşarlar. Bazen doğal şartlar onların birbirlerini kaybedecekleri kadar ters gitmez, o zaman çok küçük guruplar halinde yaşayan tavuklar görmek mümkün olabilir. Ama gurup her an birbirlerinden uzaklaşabilir dağılabilir. Özellikle gurk olmakla guruptan ayrılan bir tavuk birkaç ay sonra eski arkadaşları veya kardeşleri tarafından kabul edilmeyebilir.

Bölge kavgaları: Doğal şartlar tavukları birbirinden uzakta yaşamaya mahkûm eder. Böyle olunca da yetişkin tavuklar birbirlerinin can düşmanı olur. Hiçbir tavuk veya horoz kendi bölgesinde başkalarını kabul etmez. Horozlar tavukları kabul etse bile tavuklar daha geçimsiz olup horozları bile bölgesinde istemezler. Ya horozu uzaklaştırırlar ya da kendileri kaçar gider.

Doğal hayatta çiftleşmeleri ise tavuğun izin vermesiyle mümkün olur. Yeni bir yumurtlama dönemine girecek olan tavuk çevrede sesini ve görüntüsünü beğendiği bir horozun yaklaşmasına izin verir, çiftleşirler. Tavuğun yumurtladığı, kuluçkaya yattığı yeri horoz bilmez. Arasa da bulamaz. Horozların tavukları bulamamasının sebepleri ise şunlardır: Yabani tavuklar orman zemininin rengindedir. Soluk kahverengi gibi. Bu yüzden kolay kolay göze çarpmazlar. İkincisi, tavuklarda ve horozlarda koku alma duyusu çok zayıftır, birbirlerinin izini koku ile bulabilmeleri imkânsızdır.

Doğada beyaz tavuk ve horoz yok mu?
Aslında tüm tavuk cinslerinin temelinde Orman tavuğu Gallus Gallus vardır. Erkekleri (horozları) çok renkli olup dişileri (tavukları) soluk toprak renginde olur. Bilimsel incelemelerde, şimdi halen mevcut olan orman tavuğunun genlerinde çok zengin çeşitlilik olduğu keşfedilmiştir. Dünyadaki her farklı tavuk cinsi onlardan türemiştir.

İnsanlar onlardan Akdeniz’e getirmiş, Avrupa’nun güneyinde ligorinler ve benzeri cinsler türemiş; bunlar beyazdır. Ama anavatanlarında beyaz değil idiler. Silkie cinsi ise Çin’in tropikal ve çok sıcak kesimlerinde mutasyon gibi sebeplerle farklılaşmış. Soğuğa pek dayanıklı değildirler.

Bilerce yıl süren insan – tavuk ilişkileri tropikal güney Asya’da başlar. İnsanlar tavukları önce Hindistan ve Çin gibi ülkelerin daha kuzey kesimlerine taşımış. Tavuklar oralarda farklılaşmış. Bilinmeyen eski çağlarda güney Asya’dan güney Amerika’ya insan göçleri olurken o insanlar beraberinde tavuk da götürmüş, o tavuklar Güney Amerika kıtasında farklılaşmış, mavi yumurtlayan cinsler oluşmuş.

İnsan müdehalesi sadece tavuklarda değil, birçok hayvan türünde hem genetik olarak hem psikolojik (davranışsal) olarak farklılıklara sebep olmuştur. İnsanlar hayvanları sürü halinde besledikleri için hayvanlar bu yaşam şartında içgüdülerine göre uyumluluklar geliştiriyor. Kimi genetik uyumluluk, kimi psikolojik uyumluluk.. Aynı hayvanların sürü yaşamları insan esaretinde başkadır, doğada başkadır.
 

Bu içeriği görüntüleyen kullanıcılar (Kullanıcı: 0, Ziyaretçi: 1)

Üst